Karantinadan Bildirenler
L'Internationale
21 Nisan – 7 Mayıs 2020
Avrupa müzeler konfederasyonu L’Internationale, güncel küresel koşulları irdelemek üzere on beş sanatçının mevcut yaşam ve çalışma alanlarından içerik geliştirecekleri bir çağrıda bulundu. Program, Babi Badalov, Osman Bozkurt, Simnikiwe Buhlungu, Ola Hassanain, Sanja Iveković, Siniša Labrović, Rogelio López Cuenca & Elo Vega, Kate Newby, Daniela Ortiz, Zeyno Pekünlü, Maja Smrekar, Isidoro Valcárcel Medina, Guy Woueté, Akram Zaatari ve Paweł Żukowski’nin dayanışma ve eleştiri geleneği ile özel ve kamu mekânına dair yeni önermelerinden oluşacak.
Sanja Iveković, Yugoslavya Devlet Başkanı Josip Broz Tito’nun 10 Mayıs 1979 tarihli Zagreb ziyaretine, sanat tarihi anlatısında hatırlı yer edinen Trokut [Üçgen] (1979) ile yanıt vermişti. Tito’nun konvoyu yaşadığı sokaktan geçerken kitabı ve içkisini alarak balkona çıkan Iveković, cinsel göndermeleri kuvvetli bir performans gerçekleştirdi. Kapıya gelen emniyet görevlisinin sanatçıyı evine girmesi yönünde ikaz etmesiyle son bulan iş, 18 dakika sürdü. Peki, özel mekânlar 1970’lerde Iveković’in balkonunun barındırdığı yıkıcı olma potansiyeline hâlâ sahip mi?
Dünya geneline hâkim eve kapanma döneminde, dijital ortamın yanı sıra pencere, balkon veya yapı cepheleri, muhtelif ifadelerin sunulduğu şehir meydanlarının görevini üstleniyor. Kamusal ile özel mekânın muğlaklaşmasına dikkati çeken ve iletişim becerimizi var olan imkânlar üzerinden yeniden değerlendirmeye açan Karantinadan Bildirenler, pandemi boyunca sürdürülen benzer sohbetlere katkı sağlamayı amaçlıyor. Programa davet edilen sanatçıların önermeleri, 21 Nisan’dan başlayarak L’Internationale ile konfederasyon üyesi kurumların sosyal medya kanalları ve web sitelerinde paylaşılacak.
L’Internationale hakkında
L’Internationale, hiyerarşik ve merkeziyetçi olmayan bir uluslararasıcılık üzerine kurulu bir konfederasyon; yerel olarak köklü, küresel olarak birbirine bağlı kültürel aracılarıyla farklılıklar ve yatay paylaşımlara değer veren bir sanat alanı öneriyor. Değişik coğrafyalardan yerel hikâyelerin birlikte okunabilmesi adına daha etkili araçlar ve yepyeni yöntemler sunmayı hedefliyor. Konfederasyon, yedi modern ve güncel sanat kurumu (M HKA, Antwerp; Moderna galerija (MG+MSUM), Ljubljana; Van Abbemuseum, Eindhoven; MACBA, Barselona; Muzeum Sztuki Nowoczesnej w Warszawie, Varşova; SALT, İstanbul ve Ankara; Museo Reina Sofía, Madrid) ile iki iş birlikçi kurumdan (National College of Art and Design, Dublin; Valand Academy, University of Gothenburg, Göteborg) oluşuyor. Çevrimiçi platformun yeni tasarımı, Avrupa Birliği’nin Creative Europe programı tarafından desteklenen ve konferans, sergi ve atölye gibi 40’tan fazla L’Internationale programından oluşan Our Many Europes [Avrupalarımız] projesinin (2019-2022) kapsamını daha görünür ve erişilebilir kılıyor.
Sanja Iveković, Yugoslavya Devlet Başkanı Josip Broz Tito’nun 10 Mayıs 1979 tarihli Zagreb ziyaretine, sanat tarihi anlatısında hatırlı yer edinen Trokut [Üçgen] (1979) ile yanıt vermişti. Tito’nun konvoyu yaşadığı sokaktan geçerken kitabı ve içkisini alarak balkona çıkan Iveković, cinsel göndermeleri kuvvetli bir performans gerçekleştirdi. Kapıya gelen emniyet görevlisinin sanatçıyı evine girmesi yönünde ikaz etmesiyle son bulan iş, 18 dakika sürdü. Peki, özel mekânlar 1970’lerde Iveković’in balkonunun barındırdığı yıkıcı olma potansiyeline hâlâ sahip mi?
Dünya geneline hâkim eve kapanma döneminde, dijital ortamın yanı sıra pencere, balkon veya yapı cepheleri, muhtelif ifadelerin sunulduğu şehir meydanlarının görevini üstleniyor. Kamusal ile özel mekânın muğlaklaşmasına dikkati çeken ve iletişim becerimizi var olan imkânlar üzerinden yeniden değerlendirmeye açan Karantinadan Bildirenler, pandemi boyunca sürdürülen benzer sohbetlere katkı sağlamayı amaçlıyor. Programa davet edilen sanatçıların önermeleri, 21 Nisan’dan başlayarak L’Internationale ile konfederasyon üyesi kurumların sosyal medya kanalları ve web sitelerinde paylaşılacak.
L’Internationale hakkında
L’Internationale, hiyerarşik ve merkeziyetçi olmayan bir uluslararasıcılık üzerine kurulu bir konfederasyon; yerel olarak köklü, küresel olarak birbirine bağlı kültürel aracılarıyla farklılıklar ve yatay paylaşımlara değer veren bir sanat alanı öneriyor. Değişik coğrafyalardan yerel hikâyelerin birlikte okunabilmesi adına daha etkili araçlar ve yepyeni yöntemler sunmayı hedefliyor. Konfederasyon, yedi modern ve güncel sanat kurumu (M HKA, Antwerp; Moderna galerija (MG+MSUM), Ljubljana; Van Abbemuseum, Eindhoven; MACBA, Barselona; Muzeum Sztuki Nowoczesnej w Warszawie, Varşova; SALT, İstanbul ve Ankara; Museo Reina Sofía, Madrid) ile iki iş birlikçi kurumdan (National College of Art and Design, Dublin; Valand Academy, University of Gothenburg, Göteborg) oluşuyor. Çevrimiçi platformun yeni tasarımı, Avrupa Birliği’nin Creative Europe programı tarafından desteklenen ve konferans, sergi ve atölye gibi 40’tan fazla L’Internationale programından oluşan Our Many Europes [Avrupalarımız] projesinin (2019-2022) kapsamını daha görünür ve erişilebilir kılıyor.
Maja Smrekar
Internationale, day 04 [Enternasyonal, gün 4]
Urška Lipovž iş birliğiyle
Byron’a teşekkürler
Post-prodüksiyon: Dongwook Jang
Her gün öğle saatlerinde, caddenin karşısındaki hükümet binasına bakan pencerenin pervazına bir hoparlör yerleştiriyoruz. Hareketsiz geçen günlerde harekete geçmenin sembolü olan Enternasyonal Marşı’ndan 90 saniyelik bir bölüm çalıyoruz. Bu eylem, Federico Fellini’nin 1930’lu yıllarda İtalya’da geçen Amarcord filmini hatırlatıyor; bir kilisenin çan kulesine yerleştirilen gramofondan yükselen Marş tüm kasabaya yayılıyordu, ta ki faşistler ateş açıp gramofonu vurana kadar. Karantina süresince devam edecek müdahalemiz, 19 Mart 2020’de Slovenya hükümetinin bakan ve bakanlık temsilcilerinin maaşlarına yüzde 30 zam yapacağını duyurmasıyla başladı. Toplumun geri kalanına yönelik hiçbir dayanışma önerisi yapılmadı. Ayrıca bazı günler köpeğimiz Byron’ın Marşı duyup pervaza çıkması, Rus avangardının özgürlük üretimine katkıları temelinde proleterleri hayvanlarla karşılaştırmasını çağrıştırıyor.
Internationale, day 04 [Enternasyonal, gün 4]
Urška Lipovž iş birliğiyle
Byron’a teşekkürler
Post-prodüksiyon: Dongwook Jang
Her gün öğle saatlerinde, caddenin karşısındaki hükümet binasına bakan pencerenin pervazına bir hoparlör yerleştiriyoruz. Hareketsiz geçen günlerde harekete geçmenin sembolü olan Enternasyonal Marşı’ndan 90 saniyelik bir bölüm çalıyoruz. Bu eylem, Federico Fellini’nin 1930’lu yıllarda İtalya’da geçen Amarcord filmini hatırlatıyor; bir kilisenin çan kulesine yerleştirilen gramofondan yükselen Marş tüm kasabaya yayılıyordu, ta ki faşistler ateş açıp gramofonu vurana kadar. Karantina süresince devam edecek müdahalemiz, 19 Mart 2020’de Slovenya hükümetinin bakan ve bakanlık temsilcilerinin maaşlarına yüzde 30 zam yapacağını duyurmasıyla başladı. Toplumun geri kalanına yönelik hiçbir dayanışma önerisi yapılmadı. Ayrıca bazı günler köpeğimiz Byron’ın Marşı duyup pervaza çıkması, Rus avangardının özgürlük üretimine katkıları temelinde proleterleri hayvanlarla karşılaştırmasını çağrıştırıyor.
Paweł Żukowski
Cardboards [Dövizler]
Küratörler: Natalia Sielewicz, Tomasz Fudala
Paweł Żukowski tarafından salgın günlerinde Varşovalılara destek olmak amacıyla başlatılan Cardboards [Dövizler] eylemi şehirde kırk balkonda gerçekleşti. “Biz yöneteceğiz”, “Test talep ediyoruz”, “Seçimleri erteleyelim” gibi basit sloganlar aracılığıyla sanatçı Polonya’da insan hakları üzerine yürütülen tartışmalara dikkati çekti. Żukowski’nin eylemi Varşova’da virüs gibi yayıldı, kendiliğinden gelişen bir tepkiyle insanlar evde hazırladıkları afişlerle sanatçıya katıldılar. Sanatını politik ve sosyal aktivizmle birleştiren Żukowski, ayrıca devletin gözetim ağlarının yaygınlaşması, baskıcı ve otoriter eğilimlerin artması, “kamusal” kavramının yeniden tanımlanması gibi salgının gelecek yıllarda sebep olacağı muhtemel olumsuz sonuçlara vurgu yapıyor.
Fotoğraf: Gosia Białobrzycka / Van Dorsen Artists & Grzegorz Wełnicki / RATS Agency
Cardboards [Dövizler]
Küratörler: Natalia Sielewicz, Tomasz Fudala
Paweł Żukowski tarafından salgın günlerinde Varşovalılara destek olmak amacıyla başlatılan Cardboards [Dövizler] eylemi şehirde kırk balkonda gerçekleşti. “Biz yöneteceğiz”, “Test talep ediyoruz”, “Seçimleri erteleyelim” gibi basit sloganlar aracılığıyla sanatçı Polonya’da insan hakları üzerine yürütülen tartışmalara dikkati çekti. Żukowski’nin eylemi Varşova’da virüs gibi yayıldı, kendiliğinden gelişen bir tepkiyle insanlar evde hazırladıkları afişlerle sanatçıya katıldılar. Sanatını politik ve sosyal aktivizmle birleştiren Żukowski, ayrıca devletin gözetim ağlarının yaygınlaşması, baskıcı ve otoriter eğilimlerin artması, “kamusal” kavramının yeniden tanımlanması gibi salgının gelecek yıllarda sebep olacağı muhtemel olumsuz sonuçlara vurgu yapıyor.
Fotoğraf: Gosia Białobrzycka / Van Dorsen Artists & Grzegorz Wełnicki / RATS Agency
Guy Woueté
L’heure de Conter [Anlatma vakti], 2020 (1/4)
Bir vaadin büyüsü, elle tutulamayan o bütünlük hissini bir anlığına da olsa tüm varlığımızla algılamamızı mümkün kılmasında yatar.
Çabucak unutuyoruz oysa vaadin yerine getirildiğini.
Bekleyecek bir şey yok.
Bir yolu yeniden keşfetmek, kuşatmayı temelli bırakmak.
Yeryüzü bizle bir.
Bu bir vaat değil.
Anlatmanın tam vakti
L’heure de Conter [Anlatma vakti], 2020 (1/4)
Bir vaadin büyüsü, elle tutulamayan o bütünlük hissini bir anlığına da olsa tüm varlığımızla algılamamızı mümkün kılmasında yatar.
Çabucak unutuyoruz oysa vaadin yerine getirildiğini.
Bekleyecek bir şey yok.
Bir yolu yeniden keşfetmek, kuşatmayı temelli bırakmak.
Yeryüzü bizle bir.
Bu bir vaat değil.
Anlatmanın tam vakti
(2/4)
La terre comme je devrais l’apercevoir si j’étais habité par la science [Benliğimde bilim meskun olsaydı benim gözümden dünya]
Mevcut bir çizimin taraması.
Yeryüzündeki yaşamın kökenleri ile düzeni ve sürekliliğini sağlayan devinim sistemi üzerine ufak bir tefekkür (Dünyanın rotasyonu ve dünyanın devrimi)
La terre comme je devrais l’apercevoir si j’étais habité par la science [Benliğimde bilim meskun olsaydı benim gözümden dünya]
Mevcut bir çizimin taraması.
Yeryüzündeki yaşamın kökenleri ile düzeni ve sürekliliğini sağlayan devinim sistemi üzerine ufak bir tefekkür (Dünyanın rotasyonu ve dünyanın devrimi)
(3/4)
Nuit sans Fin [Sonu Olmayan Gece], 2014-2018
2016’daki tahliye işlemleri sırasında Fransa’da bulunan Calais Jungle [Calais Vahşi Ormanı] mülteci kampında bir hafta geçiren Guy Woueté’nin aynı yıl yazdığı, kamp dönüşünde yayımladığı Dominer l’Anonymat [Anonimliği Evcilleştirmek] (2018) sanatçı kitabında yer alan şiirin taraması.
Nuit sans Fin [Sonu Olmayan Gece], 2014-2018
2016’daki tahliye işlemleri sırasında Fransa’da bulunan Calais Jungle [Calais Vahşi Ormanı] mülteci kampında bir hafta geçiren Guy Woueté’nin aynı yıl yazdığı, kamp dönüşünde yayımladığı Dominer l’Anonymat [Anonimliği Evcilleştirmek] (2018) sanatçı kitabında yer alan şiirin taraması.
(4/4)
Un Regard Total sur l’énergie de la Terre [Dünyanın Enerjisine Toplu Bir Bakış], 2020
Yeni bir kolajın fotoğrafı
Puantiyeli don/mayo (mavi üzerine beyaz puantiyeler), petrol üreticisi Texaco’nun logosu, metin.
Çekici, vahşi bakışlı ve petrol endüstrisindeki çok uluslu lider şirketlerden birinin kırmızı-beyaz yıldız logosu şeklindeki burnuyla tümüyle delik deşik bir dünya. Bugün yönetimlerin büyük bir çoğunluğu, tekelci ve kapitalist bir ekonomik düzeni toplumlarımızın gelişimi adına amentü bellemiş. İnsanlığın çoğunluğunu güvencesizliğe mahkum edip beraberinde canlıların tümünü vaktinden evvel yaklaşan bir sona terketmiş.
Un Regard Total sur l’énergie de la Terre [Dünyanın Enerjisine Toplu Bir Bakış], 2020
Yeni bir kolajın fotoğrafı
Puantiyeli don/mayo (mavi üzerine beyaz puantiyeler), petrol üreticisi Texaco’nun logosu, metin.
Çekici, vahşi bakışlı ve petrol endüstrisindeki çok uluslu lider şirketlerden birinin kırmızı-beyaz yıldız logosu şeklindeki burnuyla tümüyle delik deşik bir dünya. Bugün yönetimlerin büyük bir çoğunluğu, tekelci ve kapitalist bir ekonomik düzeni toplumlarımızın gelişimi adına amentü bellemiş. İnsanlığın çoğunluğunu güvencesizliğe mahkum edip beraberinde canlıların tümünü vaktinden evvel yaklaşan bir sona terketmiş.
Isidoro Valcárcel Medina
Balcony Landscape [Balkon Manzaraları]
40 adet yaprak başına bir metin
Fotoğraf: Pilar Huete
Günümüzde insanlar balkon keyfini marjinalleştirmekte. Balkonları gözleyen bizlerse onların aslında neredeyse sadece sigara içmek üzere kullanıldığını biliyoruz. Ama artık balkonlar evlerdeki kısıtlı alanlarımızdan bir kaçış sunarken, dokusu bozulmuş şehirler üzerine düşünmemizi sağlıyorlar.
Balcony Landscape [Balkon Manzaraları]
40 adet yaprak başına bir metin
Fotoğraf: Pilar Huete
Günümüzde insanlar balkon keyfini marjinalleştirmekte. Balkonları gözleyen bizlerse onların aslında neredeyse sadece sigara içmek üzere kullanıldığını biliyoruz. Ama artık balkonlar evlerdeki kısıtlı alanlarımızdan bir kaçış sunarken, dokusu bozulmuş şehirler üzerine düşünmemizi sağlıyorlar.
Siniša Labrović
YOU [SEN]
Schwedter Strasse, Berlin’de bir performans
Fotoğraf: Vanja Juranić
COVID-19’un neden olduğu yeni sosyopolitik koşullar bizi çelişkili görünen bir duruma soktu. Tüm insanlığın aynı anda ortak bir düşmana karşı cephe alması, bulaşmaya maruz kalması ve toplumdaki en zayıfların dahi kamu yararı adına korunması için mücadele verilmesi bizlerin neredeyse “ideal” bir dünyevi sosyalizmde ya da en azından biyolojik bir versiyonunda yaşıyormuşuz izlenimi yarattı. Öte yandan bu sosyalizm şekli, neoliberalizm ve kapitalizmin atomize bireyselleşme, ötekinden korkma, sağlık hizmetlerine erişimde ciddi sınıf farkı gibi ideal tekelci özellikleriyle kesişiyor. Balkonlar, yüklü politik ajitasyon geçmişleri ve özel ile kamusal arasındaki ince çizgide duruşları sebebiyle en cazip alanlardan biri sayılıyor. Balkona çıkınca kamusal bir alana girmiş olmakla birlikte fiziksel mesafeyi de koruyabiliyoruz. Ben politik ve sosyal iletişim aracı olarak afişi seçtim. Şimdi herkes hem arkadaşım ve yoldaşım hem potansiyel bir tehlike. İdeal yakınlık kavramının karşılığı fiziksel mesafe oldu. Herkes benim için çok önemli. Bu yüzden onlara afişte “SEN” olarak hitap ediyorum, kendimi hem onlar “İÇİN” hem de onlara “KARŞI” ifade ediyorum, böylece bu çileyi birlikte göğüsleyebileceğimiz ve yenebileceğimiz umuduyla bir kader topluluğu yaratıyorum.
YOU [SEN]
Schwedter Strasse, Berlin’de bir performans
Fotoğraf: Vanja Juranić
COVID-19’un neden olduğu yeni sosyopolitik koşullar bizi çelişkili görünen bir duruma soktu. Tüm insanlığın aynı anda ortak bir düşmana karşı cephe alması, bulaşmaya maruz kalması ve toplumdaki en zayıfların dahi kamu yararı adına korunması için mücadele verilmesi bizlerin neredeyse “ideal” bir dünyevi sosyalizmde ya da en azından biyolojik bir versiyonunda yaşıyormuşuz izlenimi yarattı. Öte yandan bu sosyalizm şekli, neoliberalizm ve kapitalizmin atomize bireyselleşme, ötekinden korkma, sağlık hizmetlerine erişimde ciddi sınıf farkı gibi ideal tekelci özellikleriyle kesişiyor. Balkonlar, yüklü politik ajitasyon geçmişleri ve özel ile kamusal arasındaki ince çizgide duruşları sebebiyle en cazip alanlardan biri sayılıyor. Balkona çıkınca kamusal bir alana girmiş olmakla birlikte fiziksel mesafeyi de koruyabiliyoruz. Ben politik ve sosyal iletişim aracı olarak afişi seçtim. Şimdi herkes hem arkadaşım ve yoldaşım hem potansiyel bir tehlike. İdeal yakınlık kavramının karşılığı fiziksel mesafe oldu. Herkes benim için çok önemli. Bu yüzden onlara afişte “SEN” olarak hitap ediyorum, kendimi hem onlar “İÇİN” hem de onlara “KARŞI” ifade ediyorum, böylece bu çileyi birlikte göğüsleyebileceğimiz ve yenebileceğimiz umuduyla bir kader topluluğu yaratıyorum.
Zeyno Pekünlü
…but it’s never capitalism […ama asla kapitalizm değil]
Babi Badalov
Egaliti- bis
Küratör: Szymon Maliborski
Karantina bana, COVID-19 salgınına dünyadaki tek tanık benmişim gibi hissettirdi. Pandemi, tarihteki en büyük küresel felaketleri derleyen kitaplardan çıkma bir hikâyeymiş gibi geliyor. Günlerimizi evde geçirmek zorundayız ve bu felaketten sonra nasıl bir hayatımız olacağını kestiremiyoruz. Korkarım ki devlet, aniden ortaya çıkacak bir sonraki küresel krize ilişkin korkumuzu günlük yaşamımızın standardını değiştirmek için kullanabilir. Boş sokakta, marketten ihtiyaçlarımı almama izin veren beyan cebimde yürürken artık aynı kişi olmadığımı seziyorum. Ama korkutucu ve belirsiz bir gelecek tasavvuruna alıştığımı hissediyorum! Bugün stüdyomda geçirdiğim karantinanın 22. günü.
Egaliti- bis
Küratör: Szymon Maliborski
Karantina bana, COVID-19 salgınına dünyadaki tek tanık benmişim gibi hissettirdi. Pandemi, tarihteki en büyük küresel felaketleri derleyen kitaplardan çıkma bir hikâyeymiş gibi geliyor. Günlerimizi evde geçirmek zorundayız ve bu felaketten sonra nasıl bir hayatımız olacağını kestiremiyoruz. Korkarım ki devlet, aniden ortaya çıkacak bir sonraki küresel krize ilişkin korkumuzu günlük yaşamımızın standardını değiştirmek için kullanabilir. Boş sokakta, marketten ihtiyaçlarımı almama izin veren beyan cebimde yürürken artık aynı kişi olmadığımı seziyorum. Ama korkutucu ve belirsiz bir gelecek tasavvuruna alıştığımı hissediyorum! Bugün stüdyomda geçirdiğim karantinanın 22. günü.
Simnikiwe Buhlungu
My Dear Kite (You Can But You Can’t) - Late Yawnings 01h43
[Benim Sevgili Uçurtmam (Uçabilirsin ama Uçamazsın) - Gece 01.43’te Esnemeler]
Bu karmaşa ve belirsizlik zamanında kaydedilen My Dear Kite (You Can But You Can’t) - Late Yawnings 01h43 [Benim Sevgili Uçurtmam (Uçabilirsin ama Uçamazsın) - Gece 01.43’te Esnemeler], anlamını yitirmiş bir kapı önü oyununun içeride oynan(ama)ması ile küresel salgın sonucunda gelişecek sosyo-kültürel sonuçları anlamaya çalışma girişimim. Yakın zamanda Johannesburg, Güney Afrika’dan Hollanda’ya taşınmış olmam ve bu fiziksel yer değiştirme sonucunda ortaya çıkan anlamlandırma çabalarım, sanatçı olmak, üretken olmak ve bu gibi durumlara sanatsal bir yaklaşımla yanıt verebilmeye dair sorular barındırıyor.
My Dear Kite (You Can But You Can’t) - Late Yawnings 01h43
[Benim Sevgili Uçurtmam (Uçabilirsin ama Uçamazsın) - Gece 01.43’te Esnemeler]
Bu karmaşa ve belirsizlik zamanında kaydedilen My Dear Kite (You Can But You Can’t) - Late Yawnings 01h43 [Benim Sevgili Uçurtmam (Uçabilirsin ama Uçamazsın) - Gece 01.43’te Esnemeler], anlamını yitirmiş bir kapı önü oyununun içeride oynan(ama)ması ile küresel salgın sonucunda gelişecek sosyo-kültürel sonuçları anlamaya çalışma girişimim. Yakın zamanda Johannesburg, Güney Afrika’dan Hollanda’ya taşınmış olmam ve bu fiziksel yer değiştirme sonucunda ortaya çıkan anlamlandırma çabalarım, sanatçı olmak, üretken olmak ve bu gibi durumlara sanatsal bir yaklaşımla yanıt verebilmeye dair sorular barındırıyor.
Kate Newby
I can’t feel good until I do this [Bunu yapana dek iyi hissedemeyeceğim], 2020
I can’t feel good until I do this [Bunu yapana dek iyi hissedemeyeceğim], 2020
Daniela Ortiz
Their feet descend to death · Their steps show us how to live [Ayakları ölüme iniyor · Adımları nasıl yaşayacağımızı öğretiyor]
Daniela Ortiz’in Nisan 2020’de COVID-19 salgınının neden olduğu eve kapanma ve olağanüstü hal süresince Barselona’da ikamet ettiği evde, oğlu Inti Puma’yla birlikte yapmış olduğu duvar resmi.
Their feet descend to death · Their steps show us how to live [Ayakları ölüme iniyor · Adımları nasıl yaşayacağımızı öğretiyor]
Daniela Ortiz’in Nisan 2020’de COVID-19 salgınının neden olduğu eve kapanma ve olağanüstü hal süresince Barselona’da ikamet ettiği evde, oğlu Inti Puma’yla birlikte yapmış olduğu duvar resmi.
Osman Bozkurt
Domestic Archaeology/Covid-19 Studio Logs
[Domestik Arkeoloji/Covid-19 Stüdyo Günlükleri]
Son günlerde ıssızlaşan şehrin aslında en işlek bölgelerinden birinde, bir grup yüksek bina arasında sıkışmış stüdyomdan çatıya açılan küçük pencere bu ara dış dünyaya tek erişimim. Bu bana Neolitik çağdan kalma Çatalhöyük’te insanların tavanda açılmış bir delikten merdivenle girdikleri evleri anımsatıyor. Günlerimi, yıkımı virüs nedeniyle durdurulan komşu binadan artakalan maddi kalıntıları toplamakla geçiriyorum. Sonra özenle temizleyip sınıflandırdığım buluntularda bireysel ve kolektif tarihin izlerini arıyorum. Üzerine kazılı isimlerden üreticilerini tespit edebildiğim Marsilya menşeli çatı kiremitleri, bazı tuğlalar, beton parçaları ve çivilerden oluşturduğum mütevazı bir koleksiyon yapıyorum. Keşiflerim sırasında çekilen bir dizi fotoğrafı derleyen Domestic Archaeology / Covid-19 Studio Logs [Domestik Arkeoloji/Covid-19 Stüdyo Günlükleri], karantina süresince devam eden saha araştırmamı anlatıyor.
Domestic Archaeology/Covid-19 Studio Logs
[Domestik Arkeoloji/Covid-19 Stüdyo Günlükleri]
Son günlerde ıssızlaşan şehrin aslında en işlek bölgelerinden birinde, bir grup yüksek bina arasında sıkışmış stüdyomdan çatıya açılan küçük pencere bu ara dış dünyaya tek erişimim. Bu bana Neolitik çağdan kalma Çatalhöyük’te insanların tavanda açılmış bir delikten merdivenle girdikleri evleri anımsatıyor. Günlerimi, yıkımı virüs nedeniyle durdurulan komşu binadan artakalan maddi kalıntıları toplamakla geçiriyorum. Sonra özenle temizleyip sınıflandırdığım buluntularda bireysel ve kolektif tarihin izlerini arıyorum. Üzerine kazılı isimlerden üreticilerini tespit edebildiğim Marsilya menşeli çatı kiremitleri, bazı tuğlalar, beton parçaları ve çivilerden oluşturduğum mütevazı bir koleksiyon yapıyorum. Keşiflerim sırasında çekilen bir dizi fotoğrafı derleyen Domestic Archaeology / Covid-19 Studio Logs [Domestik Arkeoloji/Covid-19 Stüdyo Günlükleri], karantina süresince devam eden saha araştırmamı anlatıyor.
Akram Zaatari
Second Reading [İkinci Okuma]
Hitchcock’un 1954 tarihli Rear Window [Arka Pencere] filminde bacağını kıran bir fotoğrafçı dairesine hapsolmuştur. Kendini eğlendirmek için zamanını elinde fotoğraf makinesiyle pencere önünde geçirir, heyecan verici bir şeyler yaşama ümidiyle avlunun ayrıntılarını inceler, komşularını gözetleyip dinler ve tam da bu sırada bir suçun işlenişine tanık olur. Çoğu insan sokağa çıkma yasakları yüzünden evde. Pencereden bakıyor, balkonda duruyor ya da üçüncü bir pencerenin önünde oturuyorlar: Bizi çevreleyen televizyon, bilgisayar, kindle, tablet ya da akıllı telefonların birinin önünde. Haberlere bakıyorlar ama sıklıkla aşina oldukları bir şeyi görmeyi talep ediyorlar. Second Reading [İkinci Okuma] Mohamed Khan’ın Darbet Shams [Güneşin Vuruşu] (1978) filminden yola çıkarak Mısır sinemasındaki fotoğrafçı figürünü inceliyor.
Seçili filmler:
Mohamed Khan, Darbet Shams [Güneşin Vuruşu], 1978
Henri Baraka, Al Hob al Kabeer [Büyük Aşk], 1969
Atef Salem, Yom min Omri [Ömrümden Bir Gün], 1961
Helmy Raflah, Mabodat al Gamahir [Herkesin Tanrıçası], 1967
Second Reading [İkinci Okuma]
Hitchcock’un 1954 tarihli Rear Window [Arka Pencere] filminde bacağını kıran bir fotoğrafçı dairesine hapsolmuştur. Kendini eğlendirmek için zamanını elinde fotoğraf makinesiyle pencere önünde geçirir, heyecan verici bir şeyler yaşama ümidiyle avlunun ayrıntılarını inceler, komşularını gözetleyip dinler ve tam da bu sırada bir suçun işlenişine tanık olur. Çoğu insan sokağa çıkma yasakları yüzünden evde. Pencereden bakıyor, balkonda duruyor ya da üçüncü bir pencerenin önünde oturuyorlar: Bizi çevreleyen televizyon, bilgisayar, kindle, tablet ya da akıllı telefonların birinin önünde. Haberlere bakıyorlar ama sıklıkla aşina oldukları bir şeyi görmeyi talep ediyorlar. Second Reading [İkinci Okuma] Mohamed Khan’ın Darbet Shams [Güneşin Vuruşu] (1978) filminden yola çıkarak Mısır sinemasındaki fotoğrafçı figürünü inceliyor.
Seçili filmler:
Mohamed Khan, Darbet Shams [Güneşin Vuruşu], 1978
Henri Baraka, Al Hob al Kabeer [Büyük Aşk], 1969
Atef Salem, Yom min Omri [Ömrümden Bir Gün], 1961
Helmy Raflah, Mabodat al Gamahir [Herkesin Tanrıçası], 1967
Rogelio López Cuenca ve Elo Vega
Urgent calm. Pulling the emergency break [İvedi sükûnet. İmdat frenini çekmek]
Format: Tohum eylemi
İstisnai bir durum. Karantinadayız. Etrafımızı kuşattığımız ekranlar haricinde dışarıyla temasımız yok. Korku, şaşkınlık, içlenme gibi duygular ve duygusal dışavurum gibi herşey büyük veri için birer yemden ibaret. Rıza sınırlarının ve teslim olma koşullarının test edildiği gezegen boyutundaki bir laboratuvarda beyaz deney fareleri olmak sinir bozucu.
Tüm pencere, balkon ve teraslar aniden şimdiye dek hayal edilmemiş derecede sembolik bir anlam taşıyan mekânlara olarak kendilerini gösterdiler. Birçok balkonda olduğu gibi bizimkinde de tohumlar, filizler ve fideler yaşamın gücünü temsil eden, dahası, eşitsiz, güvencesiz ve yeraltı kaynaklarını sömürmeye dayalı, aceleci ve hadsiz bir “normallik” vaadinin intihara meyilli eylemsizliğine kapılmaya direnen güçlü metaforlara dönüştü.
Balkon ve pencerelerimizden geçmişimize bakıp geleceği kurgulamanın bir yolunu bulduk, ancak bu şekilde imdat frenini Benjamin’in öngördüğü gibi topluca çekebiliriz.
Urgent calm. Pulling the emergency break [İvedi sükûnet. İmdat frenini çekmek]
Format: Tohum eylemi
İstisnai bir durum. Karantinadayız. Etrafımızı kuşattığımız ekranlar haricinde dışarıyla temasımız yok. Korku, şaşkınlık, içlenme gibi duygular ve duygusal dışavurum gibi herşey büyük veri için birer yemden ibaret. Rıza sınırlarının ve teslim olma koşullarının test edildiği gezegen boyutundaki bir laboratuvarda beyaz deney fareleri olmak sinir bozucu.
Tüm pencere, balkon ve teraslar aniden şimdiye dek hayal edilmemiş derecede sembolik bir anlam taşıyan mekânlara olarak kendilerini gösterdiler. Birçok balkonda olduğu gibi bizimkinde de tohumlar, filizler ve fideler yaşamın gücünü temsil eden, dahası, eşitsiz, güvencesiz ve yeraltı kaynaklarını sömürmeye dayalı, aceleci ve hadsiz bir “normallik” vaadinin intihara meyilli eylemsizliğine kapılmaya direnen güçlü metaforlara dönüştü.
Balkon ve pencerelerimizden geçmişimize bakıp geleceği kurgulamanın bir yolunu bulduk, ancak bu şekilde imdat frenini Benjamin’in öngördüğü gibi topluca çekebiliriz.
(1/5)
Ola Hassanain
Reflections [Yansımalar]
Videodan iki kare
7’ 2019
Ola Hassanain
Reflections [Yansımalar]
Videodan iki kare
7’ 2019
(2/5)
Ola Hassanain
2018’de başlayan Sudan Devrimi’ne katılan kalabalıkların gösteri rotalarını takip eden grafikler. Önceden SPA (Sudan Uzmanları Derneği) tarafından belirlenen ve belirli bir temayı izleyen her rota, Hartum şehrinin manzarasını şehir sakinlerinin yerelliklerine ve anlık stratejilerine dayanan yeni bir okuma sunar.
2019
Ola Hassanain
2018’de başlayan Sudan Devrimi’ne katılan kalabalıkların gösteri rotalarını takip eden grafikler. Önceden SPA (Sudan Uzmanları Derneği) tarafından belirlenen ve belirli bir temayı izleyen her rota, Hartum şehrinin manzarasını şehir sakinlerinin yerelliklerine ve anlık stratejilerine dayanan yeni bir okuma sunar.
2019
(3/5)
Ola Hassanain
Promissory Notes [Taahhütlü Notlar]
2020
Ola Hassanain
Promissory Notes [Taahhütlü Notlar]
2020
4/5
Ola Hassanain
Summoning [Çağırma]
Video, sesli
0’25”
Şikago Mimarlık Bienali tarafından sipariş edilen A thought of the Outside [Dışarıya dair bir Düşünce] projesi kapsamında
2019
Ola Hassanain
Summoning [Çağırma]
Video, sesli
0’25”
Şikago Mimarlık Bienali tarafından sipariş edilen A thought of the Outside [Dışarıya dair bir Düşünce] projesi kapsamında
2019
(5/5)
Ola Hassanain
how shall we live? [nasıl yaşayalım?]
Siyah zemin üzeri beyaz metin
2020
Ola Hassanain
how shall we live? [nasıl yaşayalım?]
Siyah zemin üzeri beyaz metin
2020
Sanja Iveković
The Advantages of being a Woman Artist in Quarantine
[Bir Kadın Sanatçı Olmanın Karantinadaki Avantajları]
BiR KADIN SANATÇI OLMANIN KARANTİNADAKİ AVANTAJLARI:
Başarı kaygısı duymadan çalışmak.
Çok sayıda müzenin çevrimiçi sergisine telif almadan dahil edilmek.
Eski sevgilinizle aldığınız seksi lateks eldivenleri giyme fırsatı bulmak.
Küratörler ile aranıza sosyal mesafe koymakta özgür olmak.
12 saati bulan ev işleri sayesinde sanat dünyasından kaçmak.
Kötü giden bir randevuyu bilgisayarı kapatarak bitirebileceğinizi fark etmek.
Kariyerinizin öldükten sonra yükselişe geçebileceğini bilmek.
Büyük bir sanatçı olarak anılmayacağınızı bilerek utanç duymadan yaşamak.
Fikirlerinizin bir virüs gibi yayıldığını görmek.
Galeriniz tarafından unutulduktan sonra çalışmaya daha fazla vakit bulmak.
İşlerinizin ya son derece güncel ya da konuyla tamamen alâkasız olduğunu keşfetmek.
FEMİNİST VE AKTİVİST SANATÇI TOPLULUĞU GUERRILLA GIRLS’E ADANMIŞTIR
The Advantages of being a Woman Artist in Quarantine
[Bir Kadın Sanatçı Olmanın Karantinadaki Avantajları]
BiR KADIN SANATÇI OLMANIN KARANTİNADAKİ AVANTAJLARI:
Başarı kaygısı duymadan çalışmak.
Çok sayıda müzenin çevrimiçi sergisine telif almadan dahil edilmek.
Eski sevgilinizle aldığınız seksi lateks eldivenleri giyme fırsatı bulmak.
Küratörler ile aranıza sosyal mesafe koymakta özgür olmak.
12 saati bulan ev işleri sayesinde sanat dünyasından kaçmak.
Kötü giden bir randevuyu bilgisayarı kapatarak bitirebileceğinizi fark etmek.
Kariyerinizin öldükten sonra yükselişe geçebileceğini bilmek.
Büyük bir sanatçı olarak anılmayacağınızı bilerek utanç duymadan yaşamak.
Fikirlerinizin bir virüs gibi yayıldığını görmek.
Galeriniz tarafından unutulduktan sonra çalışmaya daha fazla vakit bulmak.
İşlerinizin ya son derece güncel ya da konuyla tamamen alâkasız olduğunu keşfetmek.
FEMİNİST VE AKTİVİST SANATÇI TOPLULUĞU GUERRILLA GIRLS’E ADANMIŞTIR